Eylül 13, 2006

nominalizm ölmedi -mi acaba? (ek)

Öncelikle isim verme meselesinin kendini kanıtlama, popüler isim verilmesi ve de kültürel isimlerin verilmesi dışında bir de temenni bazlı ve de duyulmadık marjinal bir isim vereyim yavruma, çocuğum pırıl pırıl parlasın kalabalığın ortasında, hayatında çekmediği kalmasın garip gurup ismi yüzünden evladımın anafikirli isimler var, onlara da değinmek gerekir. Ha bir de canım memleketime mahsus bir "Satılmış" vakıası var, ona da kulaktan dolma bilgilerimle bir açıklama getirivereyim.

Temenni bazlı olanlarda genellikle Muzaffer, Başar, Hidayet, Aslan, Kaplan, Panter (Emel) gibi isimlerin olması şaşırtıcı değil tabi. Bu kategori arada kültürel/siyasi alanla da kaynaşıp Barış gibi isimler de üretebiliyor, iyi de oluyor. (Tabi Savaş gibi bir ismi de hangi eşek koyar çocuğuna hala anlayamıyorum, öyle boş boş bakıyorum)

Değişik isim verme meselesinin temelinde ise sadist ana babalar, dedeler, büyük dedeler yatıyor kesinlikle. Zamanında çocuğunun ömrü boyunca eziyet çekmesini isteyip de bir türlü ne yapacağını bilemeyen, şaşkınlıktan kıvranan ebeveynlere ilaç gibi gelmiştir sanırım bu isim verme yöntemi. Magnezyum, (yine siyasiye göz kırpan, hatta göz kırpmak ne el sallayan) Fidel, Alken (sevgili lise son kimya hocama saygıyla), Baldudak, Dududil, Moon Unit, Dweezil, Ahmet Emuukha Rodan, Nadir Sungurtekin (soyadla birleşince bambaşka bir güzelliğe bürünüyor ama afişe etmemek lazım pek) hep böyle güzel, böyle nadide, böyle sapıkça isimler.

Bir de Satılmış fenomeni var ki, sanıldığının aksine bir önceki kategoriye ucundan da girmiyor; tamamen bağımsız sebeplerle çıkıyor karşımıza. Farklı farklı rivayetler var Satılmış isminin doğası hakkında; ama hepsi de şu kapıya çıkıyor: İsmi kötü olan insanın kaderi güzel olur, bir şekilde kötülüklere karşı korunur. Kutsal bilgi kaynağında da uzuuun uzun ve de şahane bir şekilde incelenmiş, benim de bir entrisinden çalıp çırpmamak için kendimi zor tuttuğum "Nomen est Omen" diyen latine kıyasla ne kadar farklı düşünme yöntemlerimiz olduğu da cascavlak çıktı sanırım ortaya bu örnekle.

İsimlerle daha yakinen ilgilenmek isteyen, meraklı ve araştırmacı gençleri de zevklere göre "Unomastica alla Turca" veya "Efendi" serisi de sanırım ancak paklar.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bir anekdot:
savaş, bir arkadaşımın babasının ismiydi. savaş ve zafer g. kardeşler... savaş ve zafer'in babaları milliyetçi-kemalist bir amcaydı (hala hayattaysa uzun ömürler diliyorum). işin ironik tarafı, savaş abimiz çamlıhemşin'de kök söktürmüş namlı bir anarşistti. öyle yaşamış ve romantiklere layık bir ölümü olmuştu. zafer ise bildiğim/anladığım kadarıyla anarko-sosyalistti. kaderin cilvesi işte...

Adsız dedi ki...

diğer anekdot:
ülkemizin nam salmış medyatik pisikiyatristlerindan birinin oğluyla aynı sınftaydık. iki kardeştiler. ural ve altay. pisikiyatrist abimiz azıcık psikanaliz okusa fena olmaz di mi.